ZENGİN ARAP ÜLKELERİ NEDEN SURİYELİ MÜLTECİ ALMIYOR?


ZENGİN ARAP ÜLKELERİ NEDEN SURİYELİ MÜLTECİ ALMIYOR?

Sınırlarda, tren istasyonlarında sıkışıp kalan Suriyeli mültecilerin görüntüleri, dahası üç yaşındaki Aylan Kurdi'nin cansız bedeninin fotoğrafları savaştan kaçanlar için daha çok şey yapılması çağrılarını beraberinde getirdi...

Tesnim Haber Ajansı - Öfkenin bir kısmı da kapılarını mültecilere sıkı sıkıya kapatan Fars Körfez İşbirliği Konseyi'ne üye Arap ülkelerine, yani Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yönelikti.

Suriye'de savaş uzayıp giderken, kamplarda yaşayan mültecilere yardım etmek artık yetersiz hale geldi.

Savaştan ve sosyal/maddi açıdan hiçbir iyileşmenin olmayacağı kamp yaşamından bıkan Suriyeliler daha güvenli ve müreffeh bir gelecek için çatışma bölgesinden kaçarken, dünya bu kitlesel nüfus hareketiyle başa çıkabilmek için başka çözümler bulmak zorunda.

Kısacası kamplarda yaşayan insanlara yiyecek ve barınma sağlamak, artık eski bir soruna bulunan eski bir çözüm.

Şimdi en büyük sorun yüzbinlerce kişiye yaşayacak bir yer bulmak ve Fars Körfez ülkeleri işte bu noktada yanıtlar bulmakta zorlanıyor.

İSTİKRARSIZLIK KORKULARI

Bazı Fars Körfez ülkeleri Suriyelilerin misafir işçi olarak girişine izin verdiğine dikkat çekerken, sponsor ya da çalışma izni olmadan gelen mülteciler için belirli bir politika hiç olmadı.

Bunu açıklamak için Fars Körfez ülkelerinin kendi sınırları içindeki siyasi istikrarsızlık korkularını, yurttaşlık kimliğini ve bir Körfez ülkesi vatandaşı olmanın ne anlama geldiğini derinlemesine ele almak gerekiyor.

Fars Körfez ülkeleri Esad karşıtlarına verdikleri destek nedeniyle sızmalar olabileceğinden korkuyor.

Beşar Esad'la savaş, 2012'den itibaren Fars Körfez ülkelerinin ve Batılı ülkelerin rekabet ve çıkar savaşına dönüştü.

Bu noktada Fars Körfez ülkelerinde Esad'a sadık Suriyelilerin intikam saldırıları için topraklarına sızabileceğine dair derin bir korku başladı.

Fars Körfez'e girecek Suriye vatandaşlarının sicillerinin kontrol edilmesi işlemi süratle sıkılaştırıldı ve Suriyelilerin çalışma izni alması ya da mevcut izinlerini yenilemesi çok daha zorlaştı.

Özellikle Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Esad yanlılarının misillemede bulunmasından büyük korku duyuyor.

Son üç yıldır "terör hücrelerinin" sessizce gözaltına alındığı dedikoduları dolaşıyordu.

Ancak Esad yanlılarının bir eylem hazırlığında olduğuna dair doğrudan bir kanıt kamuoyuna açıklanmadı.

NÜFUS DENGESİ

Bütün bunlara ek olarak Fars Körfez ülkelerinin dayandığı çok hassas nüfus dengelerini de göz önünde bulundurmak lazım.

Binlerce Suriyelinin mülteci olarak gelmesi, bu dengeleri tehdit edebilir.

Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar vatandaşları, ülkelerindeki nüfusun sadece yüzde 10'dan biraz fazlasını oluşturuyor.

Buralarda yaşayanların çok büyük çoğunluğu geçici işçiler.

Fars Körfez ülkelerinde sadece siz ya da eşiniz tam zamanlı çalışıyorsa oturum izni veriliyor. İşiniz olmadan burada süresiz kalmanız mümkün değil.

Sözleşmeleri bittiğinde göçmen işçilerin tamamına yakını ülkelerine dönüyor. Fars Körfez ülkelerinin nüfus durumu, bu ülkelerin çok kırılgan ve sayıf bir yapıya sahip olduklarını gösteriyor.

'BASKI SONUÇ VERMEZ'

Göçmen işçilerin ülkede uzun süre kalıp yerleşememeleri, Fars Körfez'deki Arap nüfusun hakim konumunu sürdürmesine olanak tanıyor.

Dolayısıyla binlerce yabancının, işleri ya da kesin bir dönüş tarihleri olmadan ülkelerine gelmesi fikri Fars Körfez ülkeleri için çok rahatsız edici.

Suriyeli mültecilerin Körfez kimliği ve sosyal yapısına yönelttiği demografik tehdidin Filistinlilerin 1948'deki göçü de dâhil olmak üzere tarihte eşi, benzeri yok. Fars Körfez ülkeleri de Suriyeli mülteci krizine verecek bir yanıt bulamıyor.

Demografik değişiklik ve kimliklerine yönelik tehditlerin kamuoyu baskısı veya özellikle Batılı ülkelerden gelebilecek diplomatik baskılarla aşılabilmesi ise çok zor.

Ayrıca Fars Körfez'in yönetici kadroları eğer Batı, Esad ve rejimiyle ilgili daha önce bir şeyler yapmış olsaydı, bu olayların hiç yaşanmayacağını düşünüyor.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler