Ankara'nın Diplomasisi Bir Dalgalanma İçinde


Ankara'nın Diplomasisi Bir Dalgalanma İçinde

Türkiye'nin dış politikaları şuanki şartlarda kararlı bir duruma sahip değildir; bu nedenle Ankara'nın diplomasisi bir dalgalanma yaşamaktadır.

Tesnim Haber Ajansı - Tükiye Uzmanı ve araştırmacısı Siyamek Kakayi Tasnim'e verdiği röportajda Suriye krizinin başlamsının ardından Türkiye'nin dış politikalarının değişmesine işaret ederek şu ifadeleri kullandı : Türkiye'nin dış politikaları son yıllarda değişmiştir ve bu değişimin bir kısmı bölgesel diplomasi karşısında takınılan tutumun bir sonucudur. Türkiye'nin dış politikasının değişken bir hal alması tam olarak Suriye olayı ve bu ülkedeki güvenlik krizinin derinleşmesinin ve Ankara hükumetinin Şam'a muhalif cephede yer alması ardından gerçekleşmiştir. Suriye krizi Türkiye'nin komşularıyla çatışmasına neden olmuştur. Bu durumun yaşandığı şartlar ise şöyleydi; Ak Partinin komşularıyla eskisinden daha iyi ilişkiler kurmaya ve anlaşmazlıkları azaltmaya çalışıyordu ancak anlaşmazlıklar  bu dönemde Ankara, Tahran, Bağdat ve Şam arasında daha da arttı. Rusya'nın bir yıl önce ciddi olarak Suriye olaylarına müdahalesi  Türkiye için bölgede stratejik sıkıntılara neden olmuştur. Aynı şekilde Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'nin Suriye'deki müttefiki ünvanıyla, Ankara üzerinde etkili olmuştur. Buna örnek olarak şunu verebiliriz;  Ankara ile Suriyeli Kürtler arasında, Kürtlerin Suriye'nin Kuzeyindeki hareketliliği Türkiye için stratejik bir tehlike oluşturduğu bir dönemde iki taraf arasında  müzakere yapılmıştır.

Bu konular Türkiye'nin Batı Asya'ya bakışının değişmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda Ankara'nın Arabistan ve Basra Körfezi'ndeki bazı Arap ülkeleri arasında ilişki artmıştır. Hatta Türkiye'nin dış politikada bölgesel yeni bir gruba yönelmesi de gündemdedir.  Öte yandan Türkiye  Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirmek için adım attı. Bununla birlikte Siyonist Rejim ile Türkiye arasındaki ilişki hiçbir zaman kopmadı ve sadace ikili ilişkilerde soğukluk hakimdi.

Türkiye uzmanı daha sonra Türkiye'nin dış politikasındaki değişim ile iligili şu değerlendirmelerde bulundu: Türkiye'nin 5 yıl önce aktif bir şekilde uyguladığı Batı Asya polikası son iki yılın şartlarında sıkıntılı ve darboğaz bir hal almıştır. Rusya'nın Suriye'ye girmesi de Türkiye'nin darboğazlığını artırmıştır. Karşılaşılan şartlar Türkiye'nin genel politikasının değişmesine neden olmasa da ancak Türkiye'deki beklenmedik darbe girişimi Türkiye'deki havayı değiştirmiştir. Türkiye'deki darbe girişiminin başlıca sonuçları ise şunlardır; İlk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ordu içindeki uyumsuz ve rahatsız gruplar ve Fetullah Gülen örgütüyle mücadele yoluna girdi ve bu durum Türkiye'nin iç siyasetinin bir kısmının bununla meşgul olmasına neden oldu. İkinci olarak Erdoğan içinde bulunduğu durumda ilk iş olarak komşularla ilişkilerde yeni bir bakış açısı oluşturmaya çalıştı ve sonraki adımda Rusya ile sıcak ilişkiler kurma yolunu seçti. 

Moskova ile Ankara arasında uçak krizinin ardından meydana gelen anlaşmazlık ciddi bir durumdu. İki taraf arasındaki anlaşmazlıklar daha önce sıkıntılı bir noktadaydı ve Türkiye'deki  darbe  girişiminin ardından ilişkilere yeni bir hava hakim oldu ve Moskova darbeciler karşısında Erdoğan'ı siyasi olarak destekledi; bununla beraber Erdoğan Türkiye'nin dış siyasetini yeniden şekillendirmek için adım attı ve Türkiye'nin komşularıyla ve Rusya ile ilişkileri normalleşme yoluna girdi.  Türkiye'nin Cerablus'daki uygulamaları gözlerin Türkiye'nin yeni diplomasi anlayışına çevrilmesine neden oldu. Her ne kadar Türkiye bu askeri adımı İŞİD'le mücadele amacıyla atttığını duyursa da ; ancak bu operasyon Suriye'deki Kürt hareketiyle mücadele etmek için yapıldı.  Ankara'nın bu alanda derin bir stratejik endişesi vardı. Türk yetkililer bir yıl öncesinden Suriye'de Kürt hükumeti kurulmasının kırmızı çizgileri olduğunu ve böyle bir olay karşısında sessiz kalmayacaklarını duyurmuşlardı.  Suriye'de Kürt bölgesi oluşturulmasının Türkiye'nin içine etkisi vardır ve böyle bir adım PKK'nın güçlenmesine neden olur. Türk yetkilileri Suriyeli Kürt grupların PKK ile aynı görüşte ve işbirliği içinde olduğuna inanmaktadır ve Suriye'de Kürt bölgesi kurulması Türkiye'nin milli güvenlik stratejisinin aksi bir durumdur.

Siyamek Kakayi "Türkiye'nin Batı Asya'daki  dış politikaları ciddi bir derin değişikliğe uğrar mı?" sorusuna verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı :  Türkiye'nin Suriye karşısındaki konumu değişmektedir; çünkü Ankara'nın daha önce Şam karşısındaki tutumu Türkiye'yi zor durumda bırakmıştır. Suriyeli Kürtlerin şuanki konumu Türkiye'nin milli güvenlik ve stratejisiyle çatışmaktadır. Washington'un Suriyeli Kürtlere karşı tutumu Ankara açısından rahatsız edicidir.  Türkiye geçtiğimiz yıllarda Suriye ile ortak sınırında güvenli bölge oluşturmaya çalıştı. Güvenli bölge Türkiye'ye kendi sınırlarını korumak için kara ve havadan askeri manevra yapma imkanı sağlamaktadır; ancak bu konu hiçbir zaman Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenmedi. 

Siyamek Kakayi daha sonra Moskova ile Ankara arasında bölgedeki olaylarla ilgili fikir ayrılığına işaret ederek şu açıklamalarda bulundu :  Türkiye'nin bu fikirlerinin devam etmesi olaylara daha çok müdahale edilebilmesini engelleyecektir.Buna göre öyle anlaşılıyor ki, bu şartların devam etmesi Türkiye için hoşnut edici değildir. Amerikalılar da Suriye'deki Kürtleri desteklemektedir; bununla birlikte Washington Kürtlerden Fırat'ın  Batı bölümünde bulunmamalarını ve Fırat'ın Doğusuna yönelmelerini istemiştir.

Türkiye uzmanı  açıklamalarının devamında ,Türkiye'nin dış politikalarını değiştirmesinin zorunlu olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü : Türkiye'nin dış politikaları şuanki şartlarda kararlı bir duruma sahip değildir; bu nedenle Ankara'nın diplomasisi bir dalgalanma yaşamaktadır. Türkiye komşuları ile orta derecede esneklik elde edemezse, bu ülkenin komşuları ile olan sorunları devam edecektir. Bu nedenle Suriye konusu Türkiye için çok önemli ve hassas bir konudur.

Kakayi kendisine yöneltilen " Türkiye müttefiklerine karşı siyasi tutumunu değiştirdi mi?"sorusuna şu yanıtı verdi: Ahmet Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" kitabının Türkiye'nin dış siyaseti tanımına göre, bu ülkenin dış siyasetinde Batı Asya üç kısma ayrılmıştır. Birinci bölge İran,Musır ve Suriye gibi önemli ülkelerden oluşmaktadır.  İkinci bölge ise Suudi Arabistan  ve Basra Körfezi Arap ülkelerinden oluşmaktadır. Üçüncü kısım da Irak'ın Kuzeyinde bulunan bölgelerden oluşmaktadır. 

Siyamek Kakayi yine Stratejik Derinlik kitabının gruplandırmasına dayanarak,  Türkiye'nin dış siyasetinde etkili olan ve bu ülke için önemli 7 bölgeye işaret ederek şu ifadeleri kullandı : Bu gruplandırmayla birlikte Türkiye ile Suudi Arabistan ve Basra Körfezi Arap ülkeleri arasında soğuk ilişkiler olması beklenemez.

Türkiye'nin Arap ülkelerine karşı uyguladığı dış politika ekonomik kaynaklıdır. Türkiye Arabistan gibi ülkelere  daha çok ekonomik olarak bakmaktadır. Gerçi Türkiye'nin  Arabistan ile ilişkileri son zamanlarda çok derinleşmiştir; ancak Türkiye'nin dış politika yörüngesi Basra Körfezi ülkelerine karşı başlıca ekonomik, ticari ve yatırımdır.  Bununla birlikte Türkiye'nin Arabistan ve Mısır gibi Güney Afrika ülkeleri ile ilişkisinin türü çok farklıdır.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler