Türkiye, 2002-2011 Yılları Arasında Yaşatılan Sanal Bahar Havasının Faturasını Ödüyor


Türkiye, 2002-2011 Yılları Arasında Yaşatılan Sanal Bahar Havasının Faturasını Ödüyor

Milli Gazete yazarı Sadettin İnan, bugün yayımlanan 'Dolar Ne Olacak' başlıklı yazısında Türkiye'nin 2002-2011 yılları arasında yaşatılan sanal bahar havasının faturasını ödediğini belirtti.

Tesnim Haber Ajansı - Milli Gazete yazarı Sadettin İnan, bugün yayımlanan 'Dolar Ne Olacak' başlıklı yazısında Türkiye'nin 2002-2011 yılları arasında yaşatılan sanal bahar havasının faturasını ödediğini belirtti.

İnan'ın yazısı şu şekilde:

Doğrudan cebimizi ilgilendirdiği için hepimizin gözü dolar kurunda. Dolar ne olacak? İnecek mi yükselecek mi? Yükselirse daha nereye kadar çıkacak? Bu beklentilere karşılık farklı farklı tahminler yapılıyor. Ben burada doların ne olacağından ziyade bugünlere nasıl geldik, ona dikkat çekmek istiyorum.

2000’li yıllara gidelim. Özellikle Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002’den sonraki yılları şöyle bir hatırlayalım. Dolar adeta yerlerde sürünüyordu. 2002’de dolar kuru ortalama 1.5 lira iken, bu rakam daha sonraki yıllarda daha da düştü. Özellikle 2007’de 1.1 liraya kadar inmişti. O zamanlarda bu durum adeta bir zafer edasıyla kutlanıyordu! Gazetelerin ekonomi sayfalarında TL’nin dolar karşısındaki başarı öyküsü (!) büyük puntolarla haberleştiriliyordu.

Dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın keyfine diyecek yoktu. Babacan yönetiminde çok başarılı bir ekonomi politikası uygulandığı için TL adeta doları alt etmişti! Yerlerde sürünüyordu!

Ülkemizde yıllık ortalama 7 ile 10 arasında enflasyon olmasına rağmen, dolar bu oranda artması gerekirken düşüyordu. Kimse bunu sorgulamıyordu. Neden? Çünkü zafer sarhoşluğu herkesin gözünü perdelemişti. Sorgulamak yerine ‘sanal zenginliğin’ tadını çıkarıyorlardı.

AK Parti, ucuzlayan dolarla birlikte ülkemize yaşattığı bu sanal zenginliğin karşılığını seçimlerde fazlasıyla alıyordu! Yabancı sermaye müthiş karlar elde ediyordu! Borsa rekorlar kırıyordu! Özelleştirmelerle ülkede satmadık bir şey bırakmadık! Hatta bu özelleştirmelerde yabancıların aşırı ilgisinden dolayı sevinçten havalarda uçuyorduk! Yani Türkiye’ye para yağıyordu! Hani derler ya İstanbul’un taşı toprağı altındır. İşte 2002-2011 yılları arasında Türkiye’nin taşı toprağı dolar olmuştu!

Şimdi diyoruz ya dolar ne olacak diye!  Aslında Türkiye bugün ne yaşıyorsa 2002-2011 yılları arasında bize yaşatılan sanal bahar havasının faturasını ödüyoruz. Hem de her bakımdan. Görünen o ki ödetmeye de devam edecekler.

Aklımızı başımıza alırsak bu hesapları bozacağız. Ama işte burada da koca bir soru işareti var. Çünkü hala oyunda oynaştayız! İsraftan vazgeçmiyoruz. Liyakate dikkat etmiyoruz. İşimizi hakkıyla yapmak yerine ‘Reise’ yaranma derdindeyiz!

Allah hepimizi ıslah etsin…

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler