Astana Görüşmelerinin Kronolojisi / İran'ın Bölgesel Rolü ABD Dolarını Geride Bıraktı


Astana Görüşmelerinin Kronolojisi / İran'ın Bölgesel Rolü ABD Dolarını Geride Bıraktı

Kırgızistan’ın Başkenti Astana’da bu günden itibaren Suriye devleti ile muhalif gruplar arasında iki gün sürecek müzakereler başlayacak.

Tesnim Haber Ajansı - İran, Rusya ve Türkiye’nin gözetiminde başlayacak olan Astana görüşmeleri için İran’ın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari’nin Cuma günü Kırgızistan’a giderek Rus ve Türk yetkililer ile ön görüşmeler gerçekleştirdiği bildirildi.

İran İslam Cumhuriyeti, Suriye krizinin başladığı ilk andan itibaren altı yıllık süre boyunca Suriye devleti ile muhalifler arasında müzakerenin olması gerektiğini vurgulamış ve bugünde bunu savunmaktadır. İran makamları geride bıraktığımız altı yıl içerisinde Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmuş ve çözümün askeri müdahaleler ile değil siyasi kanalların güçlendirilmesi yoluyla mümkün olacağını belirterek Suriye halkının kendi kaderini kendisinin belirlemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Halep zaferi ile birlikte İran bölgede Rusya gibi etkili olan ülkeler ile Suriye krizinin çözümü için diplomasi trafiğini hızlandırmış ve BM gibi uluslararası kurumları da siyasi çözüme dahil etmeye çalışmıştır.

24 Aralık Çarşamba günü İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif Halep zaferinin ardından Türkiye Dışişleri Bakanı, Rusya, Suriye, Almanya ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile Suriye’de ateşkes sağlanması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Söz konusu telefon görüşmesi ertesi günde devam etmiş ve özellikle Türkiyeli mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile kendisinin ifadesi ile 10 kez telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.

Aynı zamanda İran Dışişleri Bakanı 7 Ocak’ta Suriye ve Halep konularının masada olduğu Moskova görüşmelerinin planlayıcı olmuş ve söz konusu görüşmeler Halep’teki şartların hassasiyetinden dolayı ön bir tarihe çekilerek 30 Aralık tarihinde İran, Rusya ve Türkiye Dışişleri Bakanlarının katılımı ile gerçekleşmiştir. Görüşmelerde Suriye’de yaşananlar farklı sorunlar ele alınmış ve bunun sonucunda 8 maddelik Moskova Deklarasyonu imzalanmıştır.

Görüşmeler sırasında ayrıca Kırgızistan Cumhurbaşkanının tavsiyesi üzerine İran, Rusya ve Türkiye Dışişleri Bakanları görüşmelerin Astana’da devam etmesi konusunda mutabık kaldılar.

Anlaşmaya varılan Moskova Deklarasyonun ardından her üç ülkenin Dışişleri Bakanları ortak basın toplantısı düzenleyerek Suriye’de siyasi çözümden yana olduklarını vurgulamış ve terör örgütleri ile ciddi bir mücadelenin gerekliliğini ve Suriye’de genel bir ateşkesin sağlanmasın zaruri olduğunu belirtmişlerdi. Aynı zamanda Moskova’daki üçlü zirvenin ardından İran Savunma Bakanı Dehgan’nın Rus mevkidaşı ile bir araya gelerek iki ülkenin askeri işbirliğini masaya yatırdığı belirtilmişti.

İranlı yetkililer Suriye krizinin siyasi çözümü için sadece Moskova deklarasyonu ile yetinmeyerek İran Afrika ve Arap işlerinden sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Cabir Ensari Rusya’dan bir grup heyet ile birlikte Ocak ayının ilk haftalarında Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat Kaim ile bir araya geldi.

Cabir Ensari Şam’da gerçekleştirdiği görüşmelerde Moskova Deklarasyonunun Suriye krizinin siyasi çözümünde önemli bir adım olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak çözüm için siyasi kanalların tüm uluslararası kurumlar ve bölgesel aktörler tarafından desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Cabir Ensari’nin Şam’da gerçekleştirdiği görüşmelerde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Başbakan İmad Hamis ve Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile de bir araya geldiği belirtildi. Beşar Esad İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ile gerçekleştirdiği görüşmede Suriye krizinin çözümü için İran ve Rusya’nın çabalarını takdir ile karşıladığını belirtmiş ve üç ülke arasında işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise Rusya, İran ve Hizbullah’ın Suriye’deki varlığının hukuki olduğunu ve Suriye devletinin daveti üzerine bölgede bulunduklarını vurgulamış ve hiç kimsenin hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde toprakları işgal eden terör örgütleri ile bu durumu karşılaştırmaması gerektiğini belirtmişti.

Suriye krizinin siyasi çözümü için gerçekleştirilen diplomasi trafiğinin devamında İran Dışişleri Bakanı Zarif, 7 Ocak’ta gerçekleşen telefon görüşmesinde Türkiyeli mevkidaşı ile son gelişmeleri değerlendirmiş ve Astana görüşmelerini ele almıştı.

9 Ocak tarihinde ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergie Lavrov ile Görüşen Zarif Suriye’deki son durumu ve Astana görüşmelerini değerlendirmişti. Görüşmede Zarif ateşkesin Suriye genelinde de uygulanmasını istediklerini belirtmiş ve IŞİD, el Nusra gibi terör örgütlerine karşı mücadelenin tüm hızıyla devam etmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Her iki ülkenin Dışişleri Bakanları Astana’da gerçekleşecek olan Suriye devleti ve muhalif gruplar arasındaki görüşmede Türkiye, İran ve Rusya’nın işbirliğinin ve denetiminin önemini vurguladı.
11 Ocak tarihinde ise Tahran’a ziyaret gerçekleştiren Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim İran Dışişleri Bakanı Zarif ile üç kez bir araya gelmiş ve Suriye’deki son gelişmeler ile birlikte ateşkesin kalıcı hale gelmesi, insani yardımlar, terör ile mücadele ve siyasi çözüm gibi konular ele alınmıştı.

İran Meclisinin Dışişleri Politikaları ve Milli Güvenlik Komisyonu Başkanı Alâeddin Burucerdi, Suriye Dışişleri Bakanı’nın Tahran ziyaretinin ardından Suriye ve Lübnan’a gitmiş ve bir dizi temaslarda bulunmuştu.

İranlı ve Suriyeli yetkililerin diplomatik görüşmelerinin devamında Milli Güvenlik Şurası Genel Sekreteri Ali Şemhani 19 Ocak’ta Şam’a giderek Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya gelmiş ve bir takım bahaneler ile ateşkesin ihlal edilmeye çalışıldığı uyarısında bulunarak, “Ateşkes Suriyelilerin gözetiminde idare edilmelidir” ifadelerini kullanmıştı.

Beşar Esad ise görüşmede Şam’ın siyasi çözüme inandığını vurgulayarak, “Ancak siyasi müzakereler el Nusra ve IŞİD gibi terör örgütlerine karşı mücadeleyi zayıflatmamalıdır” açıklamasını yapmıştı.

Ali Şemhani’nin Şam ziyaretine eşlik eden İran Dışişleri Arap ve Afrika Bakan Yardımcısı Cabiri Ensari’nin, 24 Ocak Cuma günü Şam’dan Moskova’ya geçerek orada Rus ve Türk heyetler ile Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdiği belirtildi.

Üç ülke diplomatları da Astana’daki görülmelerin Suriye Devleti ve Suriyeli muhalif gruplar arasında gerçekleşmesi gerektiği vurgulayarak görüşmelerin 2236 sayılı sözleşmeye, kalıcı ateşkes ve terör ile mücadeleye katkı sağlayacağını belirttiler.

Cabiri Ensari Moskova ziyaretinin ardından 25 Ocak tarihinde Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek Astana görüşmelerine ilişkin son durumları paylaştı.

Suriye ve İranlı heyetler arasında Astana görüşmeleri öncesinde devam eden ziyaretlerde son olarak Suriye Başbakanı İmad Hamis Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile birlikte 27 Ocak’ta Tahran’ı ziyaret ederek İran makamları ile bir araya gelmişti.

Halep’te Suriye ordusunun direniş birliklerinin de sağladığı destek sonucunda teröristlere ağır yenilgi vererek elde ettiği zafer sonrasında Tahran’ın girişimleri ile Moskova’da başlayan siyasi görüşmelere Amerika ve Suud rejimi katılamamış ve bölgedeki etkilerini yitirmişlerdir. Sadece Rus makamlar Amerikalı yetkilileri alınan kararlara ilişkin bilgilendirmişlerdir. Astana görüşmelerinin planlanmasında da hiçbir rolü olmayan Amerika, görüşmelere sadece Kırgızistan büyükelçisini göndereceğini duyurmuştu. İran, Amerika’nın Astana’da ki görüşmelere katılma kararına muhalif olduğunu duyuruş ve İran Dışişleri Bakanı Zarif, Davos’ta yaptığı konuşmada “ Biz Amerika’nın Astana görüşmelerinde yer almasına karşıyız. Biz Astana görüşmelerine davet eden taraf değiliz” ifadelerini kullanmıştı.

Ayrıca Davos’ta Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile bir araya gelen Zarif Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi. Cabiri Ensari ise 29 Ocak’ta Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov ile görüşmüş ve genel olarak Batı Asya’daki son durumları ele almıştı.

Halep zaferinin ardından İran’ın ortaya koyduğu diplomatik ilişkiler bölgede Amerika ve Suud rejimini geri plana iterken, özellikle Suriye krizinde ki İran’ın ortaya koyduğu siyasi çizginin ve rolünün önemini de göstermiştir. Son gelişmeler bölgede İran’ı oyun kurucu haline getirirken, İran’ın Amerika ve Suudi dolarlardan daha fazla etkili rolü olduğunu kanıtlamıştır.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler