Lübnan Direnişi İsrail'in Sadece Güç Dilinden Anladığını İspatladı
Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu'ndaki eski temsilcisi verdiği röportajda Filistin meselesini unutan bazı Arap ülkelerini kınayarak, Lübnan direnişinin İsrail'in sadece güç dilinden anladığını ispat ettiğini belirtti.
Tesnim Haber Ajansı - Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu'ndaki eski temsilcisi Naziye Mensur Tasnim'e verdiği röportajda Filistin konusu ve kısa bir süre önce Tahran'da düzenlenen Filistin İntifadasını koruma konferansıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Mensur röportajda şu açıklamalarda bulundu: İran tarafından Filistin İntifadasını Koruma Konferansı düzenlenmesi dikkatlerin bir kez daha Filistin meselesine yönelmesine sebep oldu. Nitekim Arap ülkeleri uzun süredir Filistin meselesini unutmuştu ve hatta bazı Arap ülkeleri genel olarak Fars Körfezi ülkeleri açık bir şekilde Siyonist koalisyona yönelmişlerdi. Bu ülkeler Siyonist düşman tarafından kullanılan ifadeleri kullanıyorlar.
Naziye Mensur daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Direniş eksenindeki İran, Irak, Suriye, Lübnan ve bu eksende yer alan tüm gruplar Tahran'da yakın zamanda düzenlenen konferansın Filistin meselesine tekrar önem verilmesini sağlayarak, Filistin konusunu unutturmaya yönelik komploları yenilgiye uğrattığına dikkat çekmektedirler. Biz şuan yeni bir aşamayla karşı karşıyayız ve Irak, Yemen ve Suriye'de şuan yaşanmakta olan olayların tamamı Filistin konusunun yararı doğrultusundadır.
Lübnan Parlamentosu'nun bu eski üyesi Siyonist Rejim'e karşı silahlı direniş ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: Bu konuda Mısır eski Cumhurbaşkanı Cemal Abdulnasir'in şu sözüne değinmek gerekir; "güç kullanılarak alınan herşey sadece güç kullanılarak geri alınabilir" ve bu durum Lübnan Hizbullahı tarafından ispatlanmıştır. Nitekin Lübnan Hizbullahı Lübnan'ın Güneyindeki bölgelerin büyük kısmını kurtarmayı başardı ve şuan sadece Şeba Çiftlikleri işgal altındadır. İlginçtir ki Oslo, Camp David ve diğer anlaşmaların hiçbiri Arap ülkelerine Siyonist Rejim karşısında bir kazanım sağlamamıştır ve sadece bu ülkeler için kısıtlamalar ve şartlar getirmiştir. Ancak biz Lübnan Direnişi gibi canlı bir örneğe şahit olmaktayız öyle ki bu direniş silah gücüyle ülkenin Güneyini kurtararak Siyonist Rejim'in silah ve güç dilinden başka bir dilden anlamadığını ve konferans düzenlemenin veya kanunname çıkarmanın bu rejime hiçbir etkisi olmayacağını ispatlamıştır. Defalarca Filistin halkının yararına çıkarılan kanunnamelere şahit olduk ancak Siyonist Rejim bunların hiçbirine uymadı ve buradan da Siyonist Rejim'in geri çekilmeye zorlanmanın tek yolunun silah ve güç kullanmak olduğu sonucu çıkarılabilir.
