Türkiye Suriye’de Kenara İtildi/ Amerika’nın Suriye Politikası Değişti Mi?


Türkiye Suriye’de Kenara İtildi/ Amerika’nın Suriye Politikası Değişti Mi?

Arap Dünyası tanınmış yazarlarından Abdulbari Atvan Rey el-Yevm Gazetesinde yazdığı bir makalede, Amerikan Dışişleri Bakanının geçtiğimiz gün Suriye ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi.

Tesnim Haber Ajansı - Abdulbari Atvan makalesinde şu ifadelere yer verdi: Amerika Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ankara'da yaptığı basın toplantısı haberini duyduğumuzda, konunun bizim için ve diğer birçok insan için çok farklı bir şekilde geliştiğini gördük.

Tillerson basın toplantısında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanı Binali Yıldırım ile kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmelerin ve kapsamlı müzakerelerin ardından beklenmedik bir şekilde şu açıklamada bulundu: Suriye halkı uzun vadede Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın akıbetini belirleyecektir. Bu açıklama bugüne kadar hiçbir Amerikalı yetkiliden duyulmadı ve sadece Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bu sözleri gündeme getirmişti.

Amerikalı yetkililer geçtiğimiz 6 yıl boyunca Beşar Esad rejiminin yıkılmasını istediler

Amerikalı yetkililer geçtiğimiz 6 yıl boyunca Suriye'deki mevcut rejimin yıkılmasını istemiş ve Suriye'nin geleceğinde Beşar Esad'ın hiçbir yerinin olmadığını vurgulamışlardı ve ayrıca Suriyeli muhalifleri siyasi ve askeri olarak destekleyip bu muhaliflerin bazılarının eğitilmesi için yüz milyarlarca dolar para harcamış ve Suriye hükumetinin dost ülkeleri örgütünü kurmuşlardır.

Amerikan hükumetinin Barack Obama döneminde de Suriye'deki stratejisini belirlediği ve önceliğini terörizmle mücadele ve IŞİD'i sona erdirme konularına vermiş olduğu doğrudur ancak aynı zamanda Beşar Esad'ın Suriye'nin geleceğinde hiçbir yerinin olmadığı vurgulanmıştı ve konuda sadece Beşar Esad'ın geçiş döneminde iktidarda kalması ve daha az yetkilere sahip olmasını kabul etmişti.

Washington'un Suriye konusundaki konumu Rusya'ya yaklaşıyor

Acaba Tillerson'un açıklamaları şu anlama mı geliyor: Amerika'nın yeni hükumeti, eski hükumete nispeten Suriye konusundaki konumunu 180 derece döndürmüş ve Rusya'nın görüşüne yaklaşmıştır ve Suriye hükumeti için terörizmle mücadele ve görüşme kanalları oluşturabilir ve belki de onlarla bu konuda işbirliği sağlayabilir.

Tillerson'un açıklamaları, bu konuyu Ankara'da dile getiren ilk kişi olması sebebiyle oldukça önem arz etmektedir ve Suriye konusunda iki önemli tespitte bulunmaktadır:

Birincisi: Çoğunluğu Kürtlerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri IŞİD'in başkenti olarak görülen Rakka'ya misilleme saldırıları başlattı. Bu güçler Amerika'nın hava saldırısı ve 300 Amerikan askeri ile desteklenmektedir.

İkincisi: Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz gün Türkiye Milli İstihbarat Şurası'nın saatlerce süren acil toplantısının ardından beklenmedik bir şekilde "Fırat Kalkanı" operasyonunun sona erdiğini açıkladı. Türk güçleri ve Suriye Özerk Ordusuna bağlı güçler geçtiğimiz ağustos ayında Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında sınır şehri olan Cerablus'u ve daha sonra Elbab'ı kontrol altına almayı başararak IŞİD teröristlerini bu bölgelerden çıkarmıştı.

Amerika Kürtleri Türkiye'ye tercih etmektedir

Bu iki maddeden çıkarılacak sonuç şudur: Amerika'nın yeni hükumeti, Kürt müttefiklerinin yanında yer almayı seçti ve onları NATO üyesi olan Türkiye'ye tercih etti.

Buna karşın Başbakan Yıldırım, Fırat Kalkanı Operasyonu güçlerinin Suriye'deki tüm hedeflerine ulaştığını açıkladı ancak bu güçler tüm hedeflerine ulaşamadılar.

Türk güçlerinin, Suriye hükumetine bilgi vermeksizin Suriye'ye yaptığı müdahalenin asıl amacı Suriye'de 5 bin km'lik güvenli bölge oluşturmaktı ve bu operasyon sınır şehri olan Cerablus'tan başladı ve bu bölge ile birlikte Elbab ve Münbic şehirleri kontrol altına alındıktan sonra, Rakka'ya gidilecek ve daha sonra Şam kapılarına ulaşılarak Beşar Esad hükumeti yıkılacaktı. Bu bilgiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi ancak bu hedeflerin büyük bir kısmına ulaşılamadı.

Fırat Kalkanı Operasyonu güçlerinin görevinin tam olarak sona ereceği düşünülmemektedir ve hiçbir şekilde Türk güçlerinin Suriye topraklarından geri çekileceğine ilişkin bir açıklama yapılmadı ve Türk komutanların bu bölgede bir tuzak oluşturarak, Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu ile Kürt güçler ve hatta Suriye Ordusu Güçleri arasında bir çatışma oluşturma kararı almış olabilecekleri de uzak bir ihtimal değildir.

Türkiye'nin geri çekilmesi stratejik bir boşluk oluşturmuş ve belki de Kürtler ve Özgür Suriye Ordusu ve hatta El-Nusra Cephesi bu boşluğu doldurmak için birbirleriyle savaşacaklardır. Bunun anlamı;  yeni savaş cephesi oluşturulması, güvensizlik ve karmaşa ortamında Türkiye’ye her türlü ateşkes görüşmesinde kullanabileceği güçlü bir siyasi imtiyaz kazandıracaktır. Trump'ın, Beşar Esad'ın gelecekte bu ülkenin cumhurbaşkanı olmasını kabul ederek yaptığı köklü dönüşü bu şekilde yorumlayabilmek için henüz erkendir.

Türkiye'nin Suriye'deki rolü, Rusya ve İran koalisyonu desteğinin gölgesinde bir kenara atıldı

Musul'da tüm sorunlarla birlikte terörizme karşı yapılan savaşta sona yaklaşılmıştır ve Rakka'ya önümüzdeki günlerde saldırının başlaması bekleniyor. Şuan açıkça görülen şey Türkiye'nin Suriye'deki rolü, Rusya ve İran koalisyonu desteğinin gölgesinde bir kenara atıldığıdır ve bu Halep ve Palmira kentlerinin tekrar kontrol altına alınması ve Şam'a saldırıların engellenmesinin bir sonucudur.

Amerika'nın bu beklenmedik adımı çok büyük olmakla birlikte, bunu anlayabilmemiz için daha çok zaman ihtiyacımız vardır ve en iyisi toz bulutlarının dinmesi ve sonucun tam olarak ortaya çıkması beklenmelidir.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler