Suriye’de Çatışmasızlık Bölgesi Anlaşmasının Olumlu Ve Olumsuz Noktaları/ Neden Ankara Garantör Olarak Kabul Edildi
Suriyeli bir milletvekili şunları söyledi: ‘Suriye’de çatışmasızlık bölgesi anlaşmasının olumlu noktaları vardır ama aynı zamanda bu konuda endişeler de bulunmaktadır. Türkiye’nin silahlı kişilerin garantörü olarak dahil edilmesindeki amaç, bu silahlı kişileri kontrol etmek içindir ve Türkiye’nin bu anlaşmaya girmesi bizim onlara güvendiğimiz anlamı taşımamaktadır.’
Tesnim Haber Ajansı - Suriyeli milletvekili Muhammed Hayr El-Okkam Tesnim Habere verdiği röportajda şu ifadelerde bulundu: ‘Suriye’de çatışmasızlık bölgesi anlaşmasının olumlu noktaları vardır ama aynı zamanda bazı endişeler de bulunmaktadır ve bunlar dikkate alınmalıdır. Türkiye’nin silahlı kişilerin garantörü olarak bu anlaşmaya dahil edilmesi, onların bu kişileri kontrol etmesi içindir ve Türkiye’nin bu anlaşmaya girmesi bizim onlara güvendiğimiz anlamına gelmemektedir.’
Muhammed Hayr El-Okkam, Suriye’nin dört bölgesinde çatışmasızlık anlaşmasının olumlu ve olumsuz noktaları olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Bu anlaşmanın olumlu noktaları vardır ama endişeler de bulunmaktadır ve bunlara dikkat edilmelidir. Bu anlaşmadaki olumlu noktalardan biri, belirlenen bölgelerde Nusra Cephesi ile birlikte Astana’ya katılan grupların da bulunmasıdır ve sonuç olarak bu anlaşma, bu grupları kendilerini Nusra Cephesinden ayırmakla ve bir sonraki aşamada da Nusra Cephesi ile savaşma ve onları bölgeden çıkarama konusunda Suriye hükümeti ile iş birliği yapmakla sorumlu kılmaktadır. Aksi takdirde Suriye hükümetinin Nusra Cephesi ile bağlantılı herhangi bir grupla mücadele etmeme gibi biz zorunluluğu yoktur.
Bu anlaşma, Türkiye’nin İdlib bölgesinde sadakatini göstermesi ve anlaşmanın amacına ulaşması için bu teröristlerin davranışlarını kontrol edebileceğini kanıtlaması halinde olumlu bir anlaşma olabilir. Bu anlaşma aynı zamanda çatışmaların şiddetini ve Suriye zırhlı birliklerine yönelik baskıları azaltabilir ve böylece bu birlikler bütün güçlerini ülkenin diğer noktalarındaki IŞİD ve Nusra Cephesi ile savaş için odaklayabilir.’
El-Okkam, İran, Rusya ve Türkiye gibi garantör ve gözlemci ülkelerin kuvvetlerinin bu anlaşmanın maddelerini uygulamak için bölgede bulunma ihtimali ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘Bu konu henüz belli değil ve bu kuvvetlerin bölgede bulunup bulunmayacağından bahsetmek için çok erken ama en azından Rusya, Rus askeri polisi olarak adlandırılan kuvvetlerin bölgeye gelme ihtimalinin bulunduğunu açıklamıştır ama şimdiye kadar bu konu hakkında bir açıklama yapılmamıştır.’
Suriyeli milletvekili, ‘Özellikle Rusya’nın bu anlaşmanın Washington ve Riyad’ın desteğini aldığını açıklamasıyla birlikte, çatışmasızlık bölgesinin bu ülkede siyasi bir çözümün başlangıcı olacağını söyleyebilir miyiz?’ sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Bu konu, herkesin Suriye’de birliğin sağlanması ve terörizmle mücadelenin gerekliliğini vurguladığı Astana Müzakereleri düşüncesine dayanmaktadır. Bu mücadelenin öncelikleri de IŞİD, Nusra Cephesi ve bu anlaşmaya bağlanmayan gruplarlardır. Bu yüzden bu süreçte dört bölgeyi kapsayan böyle bir plan mevcuttur ve bu terörist grupların hassas sorumlulukları vardır ve eğer onlar anlaşmaya bağlı kalır ve Türkiye’de garantör olarak onların davranışlarını kontrol etme noktasında sadakat gösterirse, terörle mücadele konusunda bir adım atılmış olacaktır.’
Muhammed Hayr El-Okkam, ‘Suriye hükümeti, özellikle Rus yetkililerin Rus savaş uçaklarının herhangi bir anlaşma ihlaline derhal tepki vereceğini açıklamasından sonra terörist grupların garantörü olan Türkiye konusunda ne gibi bir görüş açıkladı?’ sorusu üzerine şu açıklamalarda bulundu: ‘Suriye’ye karşı savaşın tarihi, Türkiye’nin bu savaşı alevlendirmede rolü olduğunu vurguluyor ve bu ülkenin özel plan ve programları vardır ve bu ülke terörizmi desteklemektedir ama Astana Müzakerelerindeki düşünce ve Türkiye’nin garantör olarak bu anlaşamaya dahil edilmesi, Türkiye’nin davranışlarını kontrol etmek içindir ve onların bu anlaşmaya dahil edilmesi bizim onlara güvendiğimiz anlamı taşımamaktadır hatta Rus yetkililerde bu çerçevede açıklamalarda bulunmuş ve ‘Biz Türkiye’nin bir garantör olarak tutumunu takip edecek ve gerekli olduğu zaman müdahalede bulunacağız’ demişlerdir ve burada Türkiye’nin terörist grupları kontrol etmek için bir garantör olması noktasında bu ülkenin başı boş bırakılamayacağı konusu çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.’
