Anlaşmazlıklar Kızışıyor/ Katar’ın Teslim Olduğuna Dair Herhangi Bir İşaret Yok
Birleşik Arap Emirlikleri ve Arabistan’ın Katar’a karşı, bu ülkede darbe ihtimali bulunduğu ve yasak konulara değindiği şiddetli medya savaşı, Katar’ın teslim olma ihtimalini değil savaş ihtimalini güçlendiriyor.
Tesnim Haber Ajansı - Rey El Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdel Bari Atvan şunları yazdı: ‘Öyle görünüyor ki Katar’ın Arabistan’ı kenara çekme ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan ihtilaflara odaklanma çabaları sonuç vermedi ve Suudilerin ve Suudi hanedanının muhalifi olan ve Katar’a sığınan, Muhammed Abdullah El-Atibi’nin iade edilmesi de Arabistan’ın öfkesini dindirmedi.
Suudi hükümetinin duruşunu ve kararlarını yansıtan Suudi medyasına bakıldığında, Katar’a ve bu ülkenin emirine ve ülkedeki hâkim hanedana yapılan saldırıların şiddetle arttığı görülmektedir ve bu saldırılar tarihte Körfez bölgesinde yaşanan Arap gerginliklerinde benzeri görülmemiş saldırılardır.
Suudilerin meşhur gazetelerinden El-Riyad’ın, Katar’da altıncı bir darbe yaşanması ve Katar’ın mevcut emirinin devrilmesi ihtimalinden bahsetmesi ve Şeyh Suud Bin Nasır Al-i Sani’nin ülkesinin ve emirinin Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne hakaretinden dolayı özür dilediği yazıyı yayınlaması, Suudi liderlerin resmen Katar’a karşı savaş ilan ettikleri ve şu an Katar Emirini devirmek için darbe planı yaptıkları anlamı taşımaktadır.
El-Riyad Gazetesi, tarihte Al-i Sani ailesi içinde yaşanan iktidar sorunlarını yeniden açtı. Bu durum, bizim normal dışı sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu ve bunun çok derin kökleri bulunduğunu gösterdiğini düşünüyorum. Bu gazete bu şekilde yasak konulara girmiştir.
Kuveyt Emirinin arabuluculuk yapmasına fırsat yok
El-Riyad Gazetesinin Katar’a karşı kasıtlı olarak sergilediği şiddetli tutumunu ifade eden bu eyleminde dikkat çeken husus, bu tutumların Katar Emirinin Kuveyt’e ziyareti sırasında yaşanmış olmasıydı ve bu durum sanki Kuveyt Emirine arabuluculuk fırsatı bulunmadığı ve kapıların ona kapandığı yönünde bir mesajdı.
Kral Salman Bin Abdülaziz, Kral Abdullah ile farklıdır ve onun düşmanlarına karşı savaş konusundaki karar alma gücü, onu önceki krallardan farklı kılmaktadır ve bunun örneği de Hanedan üyelerinin birçoğunun muhalefetine rağmen Yemen savaşı kararı almasıdır.
Katar şu an hazır ol durumundadır ve Katar özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington’daki lobilerinin planı olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve Suudilerin medya saldırılarının derinliğine vakıftır. Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Amerika’nın eski üst düzey yetkililerinden ve tanınmış bazı yazarların yazdıkları çeşitli makalelerden ve Amerika ve diğer noktalarda düzenledikleri konferanslardan yararlanmaya çalıştığını bilmektedir.
Bu bağlamda Birleşik Arap Emirlikleri ve lobileri, Amerika’nın büyük gazetelerinde 13’den fazla makale yayınladı ve bu makalelerde Katar’ın terörist gruplara mali desteğine ve silah yardımına değinildi ve Amerika kuvvetlerinin ve askeri teçhizatlarının Katar’daki El-Aydid ve El-Sile üslerinden çıkarılıp, Birleşik Arap Emirlikleri ya da Arabistan’a taşınması istendi.
Burada durumu daha da kötüleştiren olay, Katar Dışişleri Bakanı’nın, Trump’ın Riyad’dan çıktığı günlerde Bağdat’a gerçekleştirdiği ani ziyaretti.
Öte yandan Katar’ın İhvan-ı Müslüm Hareketini desteklemeye devam edeceğini ve İran ve Hizbullah ve Hamas gibi ulusal direniş hareketleri ile ilişkilerini güçlendireceğini vurgulaması, savaş ateşini daha da kızdırdı.
Katar’ın kendisinden beklenen konulara cevap vermeye ve ayrımcılık göstermeye yanaşmaması konusundaki ilkesine bağlılığı ve 300 kuvvetin ve bazılarının ifadesine göre sayıları bine ulaşan kuvvetin bulunduğu Katar yakınlarındaki Türkiye askeri üssünü kullanmasının Katar’ın seçeneklerinden biri olması ve bununla birlikte, Doha’nın Türkiye ile ortak savunma anlaşmasının bulunması ve Amerika’nın El-Aydid üssünden çıkması halinde Katar bu üssü Rusya üssüne çevirmekle tehdit edebilir.
Abu Dabi Veliahtı Şeyh Muhammed Bin Zayid’in Riyad’a gerçekleştirdiği ziyaret de ikinci aşamanın ve Katar ile nasıl bir ilişkide bulunulacağının değerlendirilmesi amacıyla gerçekleşmiş olabilir.
Sessiz bir kişi olarak bilinen ve bölgede Amerika’nın en önemli ve güçlü müttefiklerinden biri olan Şeyh Muhammed Bin Zayid’in hiçbir Katar yetkilisi ile dostluğu yoktur ve 1996 yılında Katar’ın eski Emirinin devrilmesinde rolü olduğunu ve Katar Emirinin Sarayına saldırı olayının asıl planlayıcılarından biri olduğunu hatırlatmak gerekir.
Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar’a karşı cephe almaları kırılma noktasına gelmiştir ve Katar’ın teslim olmaktan başka çaresi yoktur. Eğer Katar’ın eski Emiri Hamad Bin Halife’nin kriz yönetimi operasyon odalarına liderlik yaptığı ile ilgili haberler doğruysa, teslim olması ihtimalinin bulunmadığını söylemek gerekir.’
