Hamas: Siyonist Rejimle İlişkileri Normalleştirme Dizisi Durmalıdır
“Mescid-i Aksa’nın Direniş eksenin zaferleriyle birlikte kurtuluşu” başlıklı konferans, dün İran İslam Cumhuriyetinin hükümet ve askeri yetkililerinin ve Hamas’ın İran’daki temsilcisinin katılımıyla, Stratejik Araştırmalar ve Milli Savunma Enstitüsü ve Üniversitesinde başladı.
Tesnim Haber Ajansı - Bu merasimde konuşan Hamas’ın İran’daki temsilcisi Doktor Halit Kadumi, Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirme hançerinin Filistin halkını yaraladığını belirterek, bu sürecin ve aynı zamanda Filistin halkının Siyonist Rejim tarafından kaygısız bir şekilde öldürülmesinin durmasını istedi.
Hamas’ın temsilcisi Kudüs’ün önemi ve konumu hakkında şunları söyledi: ‘Biz bugün hangi Kudüs’ten bahsediyoruz ve Arap ve Müslüman politikacılar kuruluşlarında ve teşkilatlarında hangi Kudüs’ten bahsediyorlar. Doğu Kudüs mü, Batı Kudüs mü? Batı Kudüs bütün Kudüs şehrinin toplam alanının yüzde 84’ünü oluştururken, herkesin uğrunda savaştığı mevcut Doğu Kudüs’ün toplam alanının bütün Kudüs şehrinin yüzde 11’i kadar olduğunu biliyor musunuz? Bütün bu çabalar, şehitler ve yıkılan evler, sadece Kudüs şehrinin yüzde 11’i için mi olmalı yoksa tamamı için mi?’
Kadumi daha sonra, Amerika Başkanı Donlad Trump’ın kararına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Trump’ın tartışmalı bir eylemde bulunduğu konusunda şüphe yoktur ama bu beklenmedik bir karar değildi, belirli bir zaman çerçevesinde ve çizelgesinde meydana geldi. 1993 yılında yapılan Oslo Anlaşması ve aynı zamanda Amerika Kongresinin 1995 yılında “Kudüs yasası” olarak bilinen kararı ve Obama’nın eylemleri ve basıkları derken nihayetinde bu karar, Trump tarafından uygulandı.
Trump’ın bu tartışmalı kararı, Arap ve İslam dünyasının zaafı, radikal Siyonist hükümetin başa gelmesi ve Siyonist Rejimle ilişkileri normalleştirmeye doğru giden hareket gibi belirgin olaylarla beraber gelişti.’
Hamas’ın temsilcisi, bu karara karşı İslam dünyasının zayıf tepkilerinden üzüntü duyduğunu dile getirerek şunları söyledi: ‘Arap ve İslam dünyasının tepkileri, nutuk ve görüş belirtmekten öteye gitmedi ve Birleşmiş Milletler de Amerika karşıtı bir eylemde bulunmakta ve karar almakta başarısız oldu.
Basın açıklamaları ve kınamalarla yetinilmemelidir, Amerika Birleşik Devletlerine karşı caydırıcı diplomatik eylemler arttırılmalıdır. Yapılacak en asgari şey, büyükelçilerin çağırılması ve diplomatik ilişkilerin seviyesinin düşürülmesidir. Son söz olarak, Siyonist Rejimle ilişkileri normalleştirme dizisi ve Filistinlilerin öldürülmesi durmalıdır.’
