Atvan, Suriye Ordusunun Güneydeki Zaferlerini Değerlendirdi


Atvan, Suriye Ordusunun Güneydeki Zaferlerini Değerlendirdi

Hizbullah Genel Sekreteri son yaptığı konuşmada; Suriye'den Yemen'e kadar bölgedeki gelişmelerin direnişin lehine ilerlediğini belirtti. Suriye'de ordu güney cephesinde kendi ilerlemelerine hızla devam ederken Yemen'de de Suudi-BAE koalisyonu Hudeyde'ye yönelik işgal operasyonunu durdurdu.

Tesnim Haber Ajansı - Arap dünyasının ünlü yazarlardan Abdulbari Atvan, Londra'da yayınlanan Ray el Yevm gazetesindeki köşe yazısında: Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah cuma günü yaptığı konuşmada Suriye'den Yemen'e kadar bölgede gelişmelerin direnişin lehine ilerlediğini söylediğinde gerçekten uzaklaşmadı. Suriye'de ordu güney cephedeki ilerlemelerine hızla devam ediyor ve merkezi yönetim, Dera ve Süveyda'nın çevresindeki bazı köyler ve noktalarda yeniden kontrol sağlamıştır ve Yemen'de de Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen'in en önemli liman kentini işgal etme operasyonu için "geçici bir pozisyon" ilan ederek, BM'nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths'in (Ensarullah'ın) kayıtsız şartsız teslim operasyonunu kolaylaştırma doğrultusundaki çabaları için (kendince) zemin sağlamaya çalıştı.

Basri eş Şam kasabasındaki silahlı unsurların hükümet ile uzlaşma sürecine girip, Suriye Arap Ordusu'na girmesine çatışma olmadan izin vermesi, söylediklerimizi kanıtlayan sahadaki durumudur.

Rusya askeri heyetinin Dera'ya silahlı muhalefet temsilcilerinin Rusya'nın şartlarına karşı çıkması nedeniyle fiyasko veren müzakerelerin yeniden başlaması için geri dönmesi, silahlı grupların seçenekler ve manevra fırsatlarının kısıtlandıktan ve Arap, Amerikalı veya İsrailli müttefiklerinin desteğini geri çektikten sonra bu şartları daha fazla kabul etmek için hazır oldukları anlamına geliyor.

Bazı silahlı grupları destekleyen iki esas taraf olan Ürdün ve işgal rejimi İsrail, sınırlarını savaştan kurtulmak için sığınak peşinde olan siviller veya silahlı unsurlara kapatmıştır. Aslında Ürdün kendi topraklarında silahlı unsurlara eğitim için üsler kurdu ve Amerikan, Suudi ve Ürdün istihbarat servisleri şeflerinin Suriye savaşını izlemek için kurulan el-Muk operasyon odasına ev sahipliği yaptı.

İsrail ile silahlı unsurlar ve yaralılarına istihbari ve tıbbi yardımlarda bulunuyordu.

Ürdün bu durumdan sıyrılmak için güvenlik ve ekonomi şartlarının hiçbir Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmasına izin vermediğini açıkladı. Yaklaşık bir milyon 500 bin Suriyeli göçmeni ağırlayan Ürdün, Türkiye'nin attığı adıma benzer bir adım atmak istiyor. Türkiye kendi sınırlarını kapatarak, topraklarına girmek isteyenlere ateş açarak bazılarını katletti. Türkiye ayrıca yaklaşık 3 milyon 500 bin Suriyeli göçmeni, Afrin, el Bab, Cerablus ve hatta İdlip başta olmak üzere Suriye'de kendi desteği altındaki isyancıların tamamen veya kısmen işgali altındaki bölgelere geri göndermek istiyor.

Her daim bazı silahlı ve silahlı olmayan gruplarla dayanışma içinde olduğunu savunan ve televizyon istasyonları, konferanslar ve toplantılarında bu grupların bazı liderlerine ev sahipliği yapan ve şimdiye kadar yüzlerce defa Suriye topraklarının derinliğine askeri üsler ve hava savunma sistemlerini hedef almak için saldıran İsrail, kendi tarafsızlığı ve de iğrenç ırkçı yüzünü göstererek, sınırlarını kapatma kararı aldı, ayrıca hatta bir göçmeni kabul etmeyeceğini duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, "İsrail, savaştan kaçan Suriyeli sivillere giriş izni vermiyor, ancak Suriye sınırları içindeki kişiler insani yardımda bulunuyor." diye konuştu.

Silahlı olsun silahsız olsun Suriyeli muhalefet grupların bazı liderlerinin müttefiklerince oluşturulan bu trajik durumu ve de onlara yardım, birkaç az zarfında Şam yönetiminin düşürüleceği ve enkazı üzerinde Suriye'de ütopik bir hükümet kurulacağı vaadinde bulunan Amerikalı, Arap ve de İsrailli müttefiklerinin bu ihanetini nasıl izah edeceklerini bilmiyorum.

Ancak bildiğim bir şey var o da şudur ki; Halihazırda yüzünü başka yöne çeviren ve bu muhaliflere resmen Suriye ordusu karşısında onları savunmak için müdahalede bulunmayacaklarını söyleyen ABD başta olmak üzere bu müttefikler, yenilgilerini kabul ederek, kayıp miktarını azaltmak için bu dosyadan geri adım atmak ve dostlarını kendi kaderleriyle yüzleşmek üzere yalınız bıraktılar ve bu muhalifler Suriye yönetimi veya Rus müttefiğinin tam teslim olmaya dair şartlarını kabul ettiler. Seyyid Nasrullah'ın son konuşmasındaki maksadı da bu olsa gerek.

Abulbari Atvan'a göre, Suriye krizi Dera'dan başladı ve anlaşılan trajik bir sonu olan en önemli fasıllarından biriyle o da esas öncelikleri isyancılara yardım değil Irak, Libya'da yaptıkları ve Yemen'de yapmakta oldukları gibi Suriye'yi yakıp, yıkmak ve parçalamak olan müttefiklerince 7 yıl yalan, yanıltma ve aldatmanın ardından yüzleşecek.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler