Biz Barış İçin Savaşıyoruz


Biz Barış İçin Savaşıyoruz

"İran, Suriye'nin yasal hükümetinin isteği üzerine terörizmle mücadele etmek için bu ülkede bulundu. Bu bulunma, ne gelecekte ne de geçmişte kendi karar ve görüşlerimizi zorla kabul ettirmek gibi olmadı, olmayacaktır. Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Suriye" meselesini ele alacakları Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi başladı.

Zirvenin açılış konuşmasını yapmak üzere İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani söz aldı. Ruhani, "Umarım başarılı bir zirve olur. İdlib'deki mücadelede sivillere asla zarar verilmemeli" ifadelerini kullandı.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Suriye krizinin sonlandırılması için üç ülkenin çabalarının devamında yapılıyor bu zirve. Bu zirve gelecekteki ortak eylemlerin incelenmesi için bir fırsattır.

"İran, Suriye'nin yasal hükümetinin isteği üzerine terörizmle mücadele etmek için bu ülkede bulundu. Bu bulunma, ne gelecekte ne de geçmişte kendi karar ve görüşlerimizi zorla kabul ettirmek gibi olmadı, olmayacaktır. Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz.

"Biz bölgedeki bazı ülkelerin terörizme yönelik endişelerini anlıyoruz. Bunun giderilebilmesi için en önemli yöntemin Suriye'nin yasal hükümeti ile iletişim olduğunu biliyoruz.

"Biz barış için savaşıyoruz.

"Kanunsuzca Suriye'de bulunan ve işgal eden siyonist rejimi destekleyen ABD'den yapıcı bir sonuç alınacağı beklenemez.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşmasındna satır başları şöyle:

"Daha evvelki zirvelerde alınan kararlar hayata geçiriliyor. Ciddi ölçüde başarı elde edildi. Suriye topraklarının yüzde 90'ı devletin varlığına alındı. Kalan terörist gruplar şu an İdlib bölgesinde bulunuyor. Ateşkesi ihlal etmeye çalışıyor teröristler. Kimyasal silahların kullanımıyla provakasyon yapıyorlar.

"Suriyeliler arası diyalogun başlatılması için somut adımlar atıldı. Suriyelilerin kendi başına ülkenin kaderini tayin etmeye imkân buldular. Adım adım Ulusal Suriye Kongresi toplantısında alınan kararları nasıl hayata geçirebiliriz, bunları görüşmeyi teklif ediyorum.

"Suriye hükümetinin kontrolü altındaki topraklarda insanlar barışa adım atıyor, istihdam artıyor. Rusya bu bağlamda bir girişimde bulundu. Mültecilerin kendi evlerine dönüşü için yardım sağlanması gerekiyor. Şam'da bir kabul merkezi faaliyet gösteriyor, Moskova'da bir merkez kuruldu. Ürdün ve Lübnan sınırlarında geçiş noktaları kuruldu. 15  binden fazla kişi evine döndü.

"Rusya İran ve Türkiye'nin titiz çalışmaları sonucunda Suriye'de kayda değer başarılar elde edildi. Bugünkü görüşmelerde alınacak kararlar Suriye meselesinin çözümüne katkı sağlayacaktır."

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

"Sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. Ruhani'ye ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum. Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından bekleniyor. Alacağımız kararlar bize bu beklentileri boşa çıkarmayacağına inanıyorum.

"Astana ruhunun özünde askeri müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu müşterekler ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl çözüm bulunmasıdır. Bu amaçla baştan beri sahada şiddetin durdurulmasını ve siyasi sürecinin önünün açılmasını hedefledik. Aynı anlayışa Cerablus, El Bab ve Afrin gibi yerlerde sahaya inerek kendi askerimizin kanı pahasına teröristleri temizledik.

"Mültecilerin evlerine dönebileceği şartları hazırlamaya çalıştık.

"Zamanla gerginliği azaltma bölgeleri farklı bahanelerle tasfiye edildi. Geriye sadece İdlib kaldı. Muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler nedeniyle bu konuda aldatıldıklarını düşünüyorlar. Şehitler verdiğimiz bu sürecin şu anda çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barışı için de hayati öneme sahip.

"Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının sahadaki anlamlarından biri de Türkiye'nin İdlib halkına can güvenlikleri konusunda güvence vermiş olmasıdır. Kendi halkına yönelik katliamları hala aklımızda olan Esed rejimine bırakılmasına razı gelemeyiz. Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib'e yapılacak bir saldırı katliamla ve insani dramla sonuçlanacaktır. 3.5 milyonu aşkın sivilin tamamını bundan etkilenecektir.

"Sivillerin gidecek başka yerleri olmadığı için milyonlarcası bizim sınırımıza dayanacaktır. Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur. İdlib'deki bazı terörist oluşumlardan kaynaklanan endişeyi anlıyoruz. Benzer kaygıları bizler de duyuyoruz. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı mücadelede zaman ve sabır gerektiren yöntemlere ihtiyaç var.

"Daha fazla çaba göstermeye hazırız. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bize destek olmanızı bekliyoruz. Bu çerçevede Rus dostlarımızın rahatsızlık duyduğu unsurları, saldırılara girişemeyecekleri yerlere çıkmayı deneyebiliriz.

"Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz. Astana'nın itibarının sınanacağı son fırsattır. İdlib'in akıbeti konusunda varacağımız anlayış, Suriye bağlamında işbirliğimizi de şekillendirecek. Türkiye'nin kararlılığının doğru anlaşılmasını özellikle rica ediyorum. Ülkemizin ve kardeşimiz olarak gördüğümüz Suriye'yi ilgilendiren bir konuda tavrımız bellidir.

"Astana garantörlerinin Suriye'de yeni bir kriz yaşanmayacağının garantisini vermesi, bu zirveden mesaj olarak verilmelidir. Dünya, gözlerini buraya çevirmişken Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor."

"ABD'nin 20 bine yakın TIR'ı bölgeye göndermesi terör örgütünün ne denli güçlendiğinin açık ifadesidir"

"Artık IŞİD tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen ABD'nin bir diğer terör örgütünü güçlendirmesinden fevkalede rahatsızız. ABD'nin 20 bine yakın TIR'ı bölgeye göndermesi, 3 bine yakın kargo uçağını bölgeye göndermesi bu terör örgütünün ne denli güçlendiğinin açık ifadesidir. Suriye rejiminin de katılmasıyla güçlenen terör örgütüyabancı güçlerin desteğiyle kalıcı olmaya çalışıyor.

"Bu durum bizim milli güvenliğimizi ilgilendirmekle kalmıyor, Suriye'nin geleceğine de tehlike oluşturuyor.

"Bu durum bizim milli güvenliğimizi ilgilendirmekle kalmıyor, Suriye'nin geleceğine de tehlike oluşturuyor.

"Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atacağız"

"Bütün girişimlere ayrım yapmadan ortak tavır almalıyız. Ülkenin bir bölümünde sergilenen hassasiyetlerin, başka bir yerde sergilenmiyor olması mücadeleye bakışı olumsuz etkiliyor.

"Türkiye, güvenlik sağlanana kadar bölgedeki varlığını sürdürmeye kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atmaya devam edeceğiz.

"Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur, yerindedir"

"Bir konuyu da gündeme getirmem gerekiyor: Kimyasal silahların yasaklanması sözleşmesi 1915'te imzalandı. 1917'de örgüt kuruldu. Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur, yerindedir. Kimyasal silahlarla ölenlerin sayısına baktığımız zaman bin, 2 bin, 5 bin kişiyi görüyoruz. Konvensiyonel silahlarla öldürülene baktığımız zaman on binler yüz binler görüyoruz.

"Neticesi ölüm olunca konvensiyonel olsa ne fark eder kimyasal olsa ne fark eder?

"Bu zirveden çıkacak sonuçların, Suriyeli kardeşlerime hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve bu 12 maddelik sonuç bildirgesi var.

"Benim şu anda üzerinde durmak istediğim İdlib’deki bombardımanların artık bir ateşkese şu anda adım atılmasında büyük faydası var. İdlib halkı ciddi manada bir korku, sivil halkı kastediyorum, burada bir göç başladı tekrar. Bunların da tabii gidebildikleri yer, bizim sınırlara doğru geliyorlar. Bir ateşkesin sağlanması ve terör gruplarına karşı alınabilecek tedbirleri yine birlikte yapalım… Burada istihbarat örgütlerimizin çalışmaları önem arz ediyor.

"Ateşkesin sağlanması çok çok önem arz ediyorum. Benim söyleyeceğim son söz budur."

RUHANİ: ABD'Yİ FIRAT'IN DOĞUSUNDAN ÇIKMAYA ZORLAYALIM

Erdoğan'ın ardından bir kez daha söz alan Ruhani "ABD'yi Fırat'ın doğusundan çıkmaya zorlayalım, çünkü krizin devam etmesindeki en büyük etken ABD'dir" dedi.

ERDOĞAN: İDLİB'DE GÖÇ BAŞLADI, BİZİM SINIRLARA DOĞRU GELİYORLAR, ATEŞKES SAĞLANMALI

Erdoğan da ateşkes konusunda adım atılmasında büyük bir fayda olduğunu belirtip İdlib halkının korktuğunu söyledi."İdlib'de göç ve iltica başladı" diyen Erdoğan, "Bizim sınırlara doğru geliyorlar, bir ateşkes sağlanmalı. Teröristlere karşı alınacak tedbirler birlikte alınmalı. İstihbarat güçlerimizin müşterek çalışması önem arz ediyor. Bu konuda süratle adım atılmalı, ateşkesin sağlanması çok çok önem arzediyor. (…) Burada bir ateşkes ilanı yapabilirsek zirvenin en önemli adımlarından biri bu olacak ve sivilleri ciddi manada huzurlu kılacak, rahatlatacak" ifadelerini kullandı.

'ZİRVE BİLDİRİSİNDE ATEŞKES İFADESİ OLMALI; NUSRA, HTŞ VE DİĞERLERİNE SİLAHLARI BIRAKMA ÇAĞRISI YAPALIM'

Zirveye ilişkin bildirinin okunmasından önce ise Erdoğan ısrarla bildiride ateşkes ifadesinin olması gerektiğini vurguladı. Putin de bunun üzerine "Görüşme masasında teröristler ya da silahlı muhalifler olmadığına göre onlar adına bir karar veremeyiz" yanıtını verdi.

Erdoğan son olarak "Nusra, HTŞ ve diğerlerine silah bırakma çağrısı yapalım" dedi.

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler