Suudiler Bahreyn’de Güvenlik Baskılarını Arttırma Politikası Benimsedi


Suudiler Bahreyn’de Güvenlik Baskılarını Arttırma Politikası Benimsedi

Bahreyn- Almanya Demokrasi ve İnsan Hakları Teşkilatı Başkanı, Suudilerin Amerika ve İngiltere ile iş birliği yaparak Bahreyn’de güvenlik baskılarını arttırma politikası benimsediğini vurguladı.

Tesnim Haber Ajansı - Bahreyn-Almanya Demokrasi ve İnsan Hakları Teşkilatı Başkanı ve Bahreynli siyasi aktivistlerden olan Abdüllale El-Mahuzi Tesnim Habere verdiği röportajda Bahreyn halkının protestolarının son durumuna değindi ve şunları söyledi: “İran İslam Cumhuriyetinin İnkılap zaferinin ilk günlerinden itibaren Al-i Halife Rejimi halktan bazı kesimleri İran İslam Cumhuriyeti ile iş birliği yaptığı gerekçesiyle tutukluyor. Tabi bu konu İran İslam İnkılabı zaferinden önce İran’da da yaygındı ve hükümet halkı Mısır’daki Özgürlük Teşkilatları ve diğer çeşitli teşkilatlarla iş birliği yapmakla suçlayarak tutukluyordu. Çünkü Al-i Halife halkı bastırmak için sürekli olarak bahaneler peşindedir.

İslam İnkılabının zaferinden sonra Al-i Halife Rejimi, İran ile iş birliği yaptıkları ve İran İslam Cumhuriyetinde bir dönem askeri eğitim gördükleri suçlamalarıyla Bahreynli gençlere odaklandı ve bu şekilde bu gençlerden birçoğunu tutukladı. Bu yüzden bu konu Bahreyn halkı için alışılagelmiş bir konu olmuştur. Al-i Halife bu hilelerle kamuoyunu isteklerinden vazgeçirmeye çalışıyor. Oysa ki bu istekler haklı isteklerdir ve hiçbir yabancı ülke ile ilgisi yoktur.”

El-Mahuzi bazı gençlerin İran’a casusluk yaptıkları suçlamalarıyla tutuklanması hakkında şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Teşkilatları Bahreyn’de kaydedilen bütün itirafların çok ağır işkenceler uygulanarak gerçekleştiğini ve bu yüzden geçersiz olduğunu çok iyi biliyor. Mahkumların çeşitli gruplara bağlı oldukları, ülkeleri aleyhine casusluk yaptıkları ya da protestolara katıldıkları yönünde yaptıkları bütün itiraflar çeşitli işkenceler altında gerçekleşmiştir ve Birleşmiş Milletler Teşkilatları bunların geçersiz olduğunu vurgulamaktadır.

Bahreyn’deki iç ve güvenlik konularını yöneten Al-i Halife Rejimi ile birlikte Al-i Suud Rejimidir ve bu rejim Bahreyn halkına karşı güvenlik baskılarının arttırılmasını vurgulamaktadır ve idam hükmünün uygulanması bu güvenlik baskılarının artması konularından birdir. Ed-Deraz bölgesinde halkın bastırılması, Şeyh İsa Kasım ve aynı zamanda Şeyh Hasan İsa’nın vatandaşlıktan çıkarılması ve geçtiğimiz günlerde iki kardeş hakkında idam kararı verilmesi, Bahreyn halkına karşı uygulanan güvenlik baskılarının sadece örnekleridir.

Suudilerin Bahreyn’in iç işlerine müdahalesi, uluslararası toplumun Bahreyn’de yaşanan olaylarla göz yumması ve Amerika ve İngiltere’nin Bahreyn halkının bastırılmasında iş birliği yapması, Bahreyn’de yeni idamların uygulanmasına şahit olmamıza neden olmaktadır ve bu konu durumun daha da büyük bir krize dönüşmesine, halk ve Al-i Halife Rejiminin arasının açılmasına neden olmaktadır.

Arap ülkeleri liderlerinin toplantısının Bahreyn’in durumu üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. Ada Kalkanı Bahreyn’e girdiğinde Arap Birliği Genel Sekreteri, Bahreyn’in sanki yabancı bir kuvvet saldırıda bulunmuş gibi kendini savunmaya hakkı olduğunu söylemişti. Arap Birliği asla Bahreyn ve diğer Arap ülkeleri halkının haklı taleplerinin arkasında durmamıştır. Sizin de şahit olduğunuz gibi, Yemen halkının savaş uçakları, bombalar ve füzelerle katledilmesine rağmen Arap ülkeleri liderlerinin toplantısında bu konudan asla bahsedilmemiştir.”

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler