İran Grossi'ye Seslendi: Sahte İsrail rejiminin tehditleri Güvenlik Konseyi'ne taşınmalı
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanına yazdığı mektupta, Siyonist rejimin Gazze'de son dönemde işlediği suçları kınarken sahte İsrail rejiminin son dönemdeki atom bombası kullanımına ilişkin tehditkar açıklamalarına ciddi bir yanıt verilmesini talep etti
Tesnim Haber Ajansı - İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanına yazdığı mektupta sahte İsrail rejimi yetkililerinin son dönemde atom bombasını ezilen Filistin halkına saldırmak için bir seçenek olarak kullanma yönündeki tehdit edici açıklamalarına karşı gereken tepkinin verilmesini ve bunun sonuçlarının BM Güvenlik Konseyi'ne yansıtılmasını talep etti.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Grossi'ye Farsça ve İngilizce olarak yazdığı mektubun metni şöyle:
Sayın, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Mariano Grossi,
Saygılarımla,
Binyamin Netanyahu'nun kabinesinin Miras Bakanı Amihai Eliyahu, geçtiğimiz günlerde bir radyo programında Gazze'ye karşı atom bombası kullanımının İsrail'in seçenekleri arasında olabileceğini belirterek şunları demişti: "İsrail, Nazilere insani yardım aktarmayacak ve Gazze'de sivil diye bir şey yok."
Knesset'in eski üyelerinden Moshe Feiglin'in, Gazze Şeridi'ne nükleer silahlarla saldırı çağrısında bulunan X sosyal medya platformunda (eski adıyla Twitter) bu tür tehditlerini gördük. Bu yılın 11 Ekim'inde Knesset üyesi Talley Gottlief, bu rejimin ordusundan Gazze'de nükleer silah kullanmasını istedi.Siyonist rejim yetkililerinin geçmişte İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı da benzer tehditlerde bulunduğunu belirtmek gerekir. BM Genel Kurulu'nun bu yıl 22 Eylül'deki oturumunda Binyamin Netanyahu dünya çapında yaptığı konuşmada yine; "İran ciddi bir nükleer tehditle karşı karşıya kalmalı." Ifadelerini kullanmıştı.
İsrail rejiminin, başta Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) olmak üzere, kitle imha silahlarının silahsızlanması ve yayılmasının önlenmesini düzenleyen anlaşmalardan hiçbirinin üyesi olmadığını belirtmeye gerek yok. Bu rejim, nükleer silahlardan arınmış bir Ortadoğu hedefine ulaşılmasına engel oldu. Ayrıca nükleer tesisler, IAEA koruma kapsamına girmemiştir ve nükleer silah geliştirmeye yönelik gizli bir programa sahiptir. Bu şekilde İsrail, tanınmış uluslararası ilkeleri göz ardı ederek NPT'nin ve IAEA'nın koruma kapsamındaki etkinliğini ve verimliliğini doğrudan baltalıyor.
İsrail rejimi bakanının son sözleri ve itirafı, bu rejimin nükleer silahlara sahip olduğunu bir kez daha kamuoyu önünde ortaya çıkardı ve daha da önemlisi, Gazze'nin mazlum ve çaresiz halklarını tehdit ederek, uluslararası insan hakları hukukunun en temel ilkelerine meydan okudu.
Pek çok ülke bu barbarca eylemleri kınadığı gibi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın, uluslararası ilke ve düzenlemelere aykırı olan bu açıklamaları, kullanılmasından kaynaklanan risklerin sonuçlarını, asli görevleri ve tüzüğü gereğince kınamasını ve bu sahte rejimin nükleer silah kullanma tehdidini BM Güvenlik Konseyi'ne olması grektiği gibi taşımasını beklemektedir.
Bulunan imkanları değerlendirmek saygınlığı artıracaktır
