İsrail’le Huzur Gelmez


İsrail’le Huzur Gelmez

Türkiye, Ortadoğu’da söz sahibi olmak istiyorsa, ülkede ve bölgede huzur isteniyorsa içinde İsrail olan hiçbir süreç; çare olamaz, yara saramaz…

Tesnim Haber Ajansı - Türkiye, Ortadoğu’da söz sahibi olmak istiyorsa, ülkede ve bölgede huzur isteniyorsa içinde İsrail olan hiçbir süreç; çare olamaz, yara saramaz… İsrail varsa kan vardır, gözyaşı vardır, kaos vardır, terör vardır!... “Huzur”, “dostluk”, “barış” gibi kelimeler “İsrail”le yan yana kullanılmaz. İsrail’in kurulduğu günden bugüne, arkamızda bıraktığımız 68 yıl buna şahittir!.. Türkiye ve Siyonist İsrail’in hiçbir menfaat paralelliği olamayacaksa eğer, İsrail’le normalleşme ısrarı niye? Tek bir “cümlesi” değil, tek bir “harfi” bile kabul edilemez bu anlaşma neden bu ülkeye dayatılıyor! Milletin vekillerine, millete bu emrivaki niçin!?

İSRAİL’LE 2. ANLAŞMA VARMIŞ…

Hükümetin TBMM’den onay almak için getirdiği İsrail’le anlaşmaya ilişkin kamuoyuna açıkladığı 6 maddeye ilaveten, İsrail’le Anlayış Muhtırası da denilen esas bir Protokol Mutabakat Zabtı daha yapmış. Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun imza koyduğu İsrail’le Anlaşma maddelerinin gerekçeleri arasına koyup, kamuoyuna açıklanmayan Gizli Mutabakatta Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetleri sınırlandırılıyor. “Çatışmalı ortam varken, Gazze’ye yardım yapılamaz” maddesini koymak için ise İsrail net tavır koymuş.

İsrail’in kamuoyuna açıklanan ve “Lütuf Ödemesi” şeklinde yapacağı 20 milyon dolar ile Türkiye kamuoyunda çok tepki çeken 6 maddeye ilaveten esas bu Protokol Mutabakat Zaptı’nda Gazze’ye yardım konusu düzenleniyor. Bu gizli mutabakat zaptında İsrail’in “Çatışmalı ortam varken yardım yapılamaz” şeklinde net tavır koyup kırmızı çizgi şartı ileri sürdüğü belirtiliyor.

ÖZTÜRK YILMAZ: İSRAİL’İN 3 GİZLİ ŞARTI, İKİNCİ MUTABAKAT METNİNDE

Konu ile ilgili olarak Milli Gazete’ye konuşan CHP Ardahan Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, bu süreçte İsrail’in Gazze’ye ablukanın kalkmaması, İsrailli komutanların yargılanmamaları ve Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin kısıtlanması gibi üç şartına dikkat çekti. Öztürk Yılmaz, “Bu anlaşma ile bir kere kurbanların aileleri maalesef dikkate alınmadı. Sadece tazminat verilip susturulmak istendi. İkincisi Hamas’la ilişkiler düzenleniyor diğer tutum belgesinde. O anlaşma bize sunulmadı. Orada direkt Hamas ismi geçmiyor. Ama iki ülke birbirine karşı terör örgütlerini finanse edemezler, destekleyemezler, barındıramazlar diye hükümler geçiyor”  dedi. TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Öztürk Yılmaz, “Biz biliyoruz ki bu süreçte Türkiye’nin 3 şartına karşın bizim bilmediğimiz İsrail’in ve herkesin bildiği esas 3 şartı vardı. Bir tanesi İsrailli askerlerin yargılanmamaları, ikincisi İkincisi Gazze’ye deniz ablukasının kaldırılmaması ve üçüncüsü de Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin sınırlanması idi. İkincisi Gazze’ye deniz ablukasının kalkmasına razı değillerdi. Bu da kalkmadı. Üçüncü konu ise Hamas idi. Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin sınırlandırılması, hatta Türkiye’den ihraç edilmesi, bu olamıyorsa en azından İsrail’e yönelik faaliyetlerine engel olunması. Bu da bize, Meclis’e sunulan anlaşma metninde geçmiyor. O mutabakat metninde yer alıyor” dedi.

ANLAŞMA İLE İSRAİL, GAZZE EGEMENLİĞİNİ KABUL ETTİRDİ

“Dolayısıyla bu mal sevkiyatı da ancak sükunet devam ettiği takdirde yapılacaktı. Yani İsrail derse ki, ‘Gazze’de sükunet yok, ben mal sevkiyatını durduruyorum’ çok fazla bir hak iddia edemiyorsunuz. Bu ablukanın kaldırılması değil, bizatihi İsrail’in Gazze üzerindeki egemenliğinin kaldırılmasıdır.” Öztürk Yılmaz, bu gizli mutabakat zaptının Meclis’e sunulmadığını ve Anlaşmanın gerekçesine derc edildiğini Hükümetin kendilerini açıkladığını belirtti. Yılmaz, “Ama biz biliyoruz ki, Hamas ismi geçmese de “Terör örgütleri” denerek bu konu gizli mutabakatta yer alıyor.”

“Türkiye’nin hükümranlık hakları çiğnenmiştir”

TBMM DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNA GELEN İSRAİL ANLAŞMASINA MUHALEFETİN TAVRI MERAK EDİLİYORDU… İŞTE TUTANAKLARA YANSIYAN MUHALEFET…

Önceki gün Meclis’e gelen Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşma, yaklaşık 11 saatlik görüşmelerin ardından AKP’li vekillerin oyu ile Dışişleri Komisyonu’ndan geçti. Basına kapalı gerçekleşen komisyon toplantısındaki tartışmanın odağında “tazminat” kelimesinin İngilizce metinde olmaması ile Gazze’ye yönelik ambargonun kalkacağına dair bir maddenin olmaması yer alırken, muhalefetin Türkiye’nin hükümranlık haklarının çiğnendiği iddiası dikkat çekti.

Türkiye ile İsrail hükümetleri arasında imza altına alınan anlaşma önceki gün TBMM Başkanlığı eliyle Dışişleri Komisyonu’na geldi. Büyük tartışmaların yaşandığı komisyon toplantısı yaklaşık 11 saat sürdü. Toplantının basına kapalı bir şekilde sürdürülmesi büyük tepki çekerken, toplantıda muhalefetin Türkiye’nin hükümranlık haklarının çiğnendiği şeklindeki ifadeleri anlaşmanın vehametini de gözler önüne serdi.  İşte 78 sayfalık tutanağa yansıyan muhalefet partilerinin tavrı.

Dışişleri Komisyonu Başkanı AKP’li Taha Özhan: Ben basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ve toplantımıza geçiyorum. Basın mensubu arkadaşlarımız herhâlde görüntü aldılar, buyurun.

CHP’li Oğuz Kaan Salıcı:  Basın mensuplarını niye çıkarıyoruz?

Özhan: Hiçbir toplantıda basını almadık bugüne kadar.

Salıcı:  Darbe girişimiyle ilgili yapmış olduğumuz görüşmelerde almıştık.

Özhan: Doğrudur, onda olabilir.

CHP’li Öztürk Yılmaz: Olağanüstülük açısından bir usul var mı yani İç Tüzük’te bunun bir yeri yok?

Özhan: Hayır, tutanaklardan zaten okuyacaklar. Dolayısıyla, gizli saklı meselesi değil, sadece burada rahat konuşma ortamını sağlamak için arkadaşlar.

Yılmaz: Bu anlaşma sonuçta Türkiye Büyük Millet Meclisine geliyor ve burada utanılacak bir şey mi var ki saklıyorsunuz? Sonuçta anlaşma imzalanmış. Bizim bazı makul eleştirilerimiz varsa onları da basının, kamuoyunun dinlemesi lazım. Mavi Marmara olayı basit bir olay değil. Türkiye’de dört-beş yıldır bu konu iç politikaya malzeme yapıldı.

İSRAİL, “BAHŞİŞ VERDİM” DİYOR

MHP’li Ekmeleddinİhsanoğlu: Şimdi, ben soruyorum 1’inci maddede “exgratia” tabiri niye gâvurca yazıldı, bunun Türkçe’de karşılığı yok mu? Bunun Türkçe’deki karşılığı “lütuf” demektir, bunun karşılığı iyilik olarak kanunda da borcu veya mecburiyeti olmadan paradır “exgratia”. Bu 20 milyon demek, İsrail Hükûmetinden bize “exgratia” olarak verildi lütuf olarak, İngilizcesi de “favor”, bu Latince bir kelime. Bu kelime niye tercüme edilmedi, Türkçesi konulmadı? Tazminat budur, bir şey yapılır, bir ceza yani bu bir şeyin, bir sorumluluk karşılığı değil mi? Şimdi, burada İsrail tarafı “indemnity”yi kabul etmiyor, “compensation” diyor; “Telafi edilmesi, Mavi Marmara mağdurlarının, bunların telafi edilmesi için 20 bin lira bahşiş verdim.” diyor, “exgratia” verdim, “lütuf verdim” diyor.

AMBARGONUN KALDIRILMASI İLE İLGİLİ BİR MADDE YOK

İhsanoğlu: 3’üncü husus ise Filistin’e uygulanan ambargonun kalkması. Şartımız buydu bizim. Açık açık herkes biliyor bunu. Şimdi, bu şartla ilgili metinde hiçbir bahis yok. Metin zaten sırf tazminatla ilgili olarak, Türkçe’de “tazminat” dediğimiz konuyla ilgili olarak bulunuyor ve başka bir şey yok. Bir de mutazarrır olan, mağdur olanların yargıyla gitme hakları ellerinden alınıyor, önleri kesiliyor ve mütecaviz durumuna dönüştürülüyor. Bir de üstüne üstlük Türk mağdurlarının cani olarak, mağdur değil de gaddar tarafına dönüştürülmesini ve İsrail Hükûmetinin her şeyden masun, her şeyden mahfuz ve her şeyden korunaklı bir duruma getirilmesi durumudur. Bir de üçüncü husus, ambargonun kaldırılmasıyla ilgili bir şey yoktur. Münasebetlerimizin önünde olan problemleri kaldıralım ama bunu da biraz daha Türk devletin hükümranlık haklarını çiğnemeden yapmamız lazım.

İSRAİL’İN CİNAYETLERİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEKTEDİR

Türkiye ile İsrail arasında imzalanan ve TBMM’ye sevk edilen anlaşma ile ilgili eleştirilerde bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, anlaşmanın kabul edilemez olduğunu ifade ederek, İsrail’in işlediği cinayetlerinin üstünün örtüldüğüne dikkat çekti.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış ilişkiler Başkanı Temel Karamollaoğlu, imzalanan Türkiye-İsrail antlaşmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, yapılan anlaşma ile İsrail’in işlediği suçun ortadan kalktığını ifade ederek, “Antlaşma İsrail’in işlediği cinayetleri aslında uluslararası hukuka taşınmaması için bir adım gibi gözüküyor. Şahısların özellikle tazminat ihtiyaçları karşılanmıyor. İsrail’in işlediği suç ortadan kalkıyor. Bu kesinlik tasnif edilmesi mümkün olmayan bir yaklaşımdır. Çünkü İsrail uluslararası sahada bir gemiye müdahale ederek, insanların ölmesine ve birçoğun zarar görmesine vesile olmuştur. Anlaşmaya bakılırsa kesinlikle tazminat kelimesi geçmiyor” değerlendirmesini yaptı.

BU DOĞRU DEĞİL

Karamollaoğlu, esas olan noktanın ise gözden kaçırıldığını belirterek, “İsrail burada bir suç işlemiştir. Bu suçlar hakkında Türkiye’de açılan mahkemelerde karar verildi. Ancak bu verilen kararlar, şimdi bu antlaşmayla işledikleri suç, suç olmaktan çıkarılıyor. Ve bunun da ileride uluslararası bir mahkemeye taşınmasının önünü kesiyor. Hükümet yapılan bu antlaşmayla aslında mağdurların haklarını aramak için bir girişimde bulunmalarına,  yapılan bu haksızlığı sadece tazminat olarak değil cezai müeyyidelerin de önünü kesmiş oluyor. Bu doğru değil” diye eleştirdi.

BİR DE BİZ Mİ ÜSTÜNÜ ÖRTECEĞİZ

Mavi Marmara olayında İsrail’in suç işlediğinin de altını çizen Karamollaoğlu, “Burada İsrail Hükümeti bir suç işledi. Türk vatandaşları ve başka ülkelerden vatandaşlar hayatını kaybetti. Açılan davalarda hem bu konuda suçlu olanların cezalandırılması ve hem de bu davada mağdur olanların ve hayatını kaybedenlere tazminat verilmesi istendi. İsrail’e münasebetleri düzeltme manasında mağdurların haklarını gasp ediyor. Haklarını aramalarına mani oluyor. Bu doğru değil. Ortadoğu’daki bütün fitnenin altında maalesef İsrail yatmaktadır. İsrail’in bütün cinayetlerinin üstü örtülmektedir. Bir de biz mi örteceğiz bunları?” diye konuştu.

Saadet Partisi’nden milletvekillerine mektup

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Mahmut Arıkan, İsrail’le normalleşme anlaşmasının Meclis’e sunulması üzerine, tasarının meclisten geçmemesi için Kayseri milletvekillerine PTT’den birer mektup gönderdi.

Merkez Postane önünde toplanan partili grubu adına konuşma yapan Saadet Partisi İl Başkanı Mahmut Arıkan, herkesin bildiği, gücünün yettiği kadarından sorumlu olacağını belirtirken, “Zalime karşı yayında oku olan okunu atacak, elinde mızrağı olan mızrağını, taşı olan taşını atacaktır. Sizin de oylarınız var ve ondan mesulsünüz” dedi. İl Başkanı Arıkan daha sonra milletvekillerine gönderilmek üzere hazırlanan mektubu okudu. Milletvekillerine gönderilen mektupta, şöyle denildi:

“Yakında onayınıza sunulacak olan İsrail ile yapılan anlaşma konusunda kardeşlik görevimizi yerine getirmek üzere size bu satırları yazıyoruz.  Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü, Filistin’i her Müslüman gibi yüreğinizin en hüzünlü köşesinde taşıdığınıza inanıyoruz. Bu inançtan hareketle Meclis’e gelecek anlaşmaya ‘Hayır’ oyu vermenizi istiyoruz. Ne dünyanın ve ülkenin şartları, ne ekonomik zaruretler ve ne de siyasi dengeler böyle bir anlaşmayı meşru kılamayacağı gibi mazereti de olamaz. Bütün bu gerekçelerin bir mazlumun duası ve Cenab-ı Hakkın rızası karşısında hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Bizim ne İsrail’e ne de onun hamilerine ihtiyacımız var. İki cihanımızı da mamur etmek istiyorsak ihtiyacımız olan şey mazlumun duası ve Allah’ın rızasıdır. Hepimiz hem fikiriz ki İslam coğrafyasına ve tüm mazlum milletlere önderlik etme görevi Anadolu’nun omuzlarındadır. Bu ulvi görevin gereği ise reel-politik veya konjonktürel gerekçelerle zalimle anlaşmak değil, mazlumun yanında olduğumuzu göstermektir. Unutulmamalıdır ki, tarihin hiçbir döneminde güçlü ile anlaşarak güçlü olunmamıştır.”

Millî Gazete

En Önemli Alıntı Haberler Haberler
En Çok Okunan Haberler