Afrikalılar; Siyonist Rejimin Sistematik Irkçılığının Tarihsel Kurbanları/Özel Rapor
Son aylarda işgal rejimi, özellikle işgal altındaki topraklarda yaşayan Afrikalılara yönelik sistematik ırkçılığını protesto etmek amacıyla Tel Aviv ve diğer şehirlerin sokaklarında ülke çapında yürüyüşlere tanık oldu.
Tesnim Haber Ajansı - Eylül ayında Eritreli sığınmacılar ile İsrail polisi arasında Tel Aviv'de yaşanan çatışmaların fotoğraflarının yayınlanması, bu rejimde ırkçılığın kurumsallaşmasına ilişkin endişeleri bir kez daha gündeme getirdi.
Sığınmacılara ait yayınlanan fotoğraf ve video kliplerde, ellerinde sopalar olan sığınmacıların polise taş attığı, polislerin de ellerinde silahlarla sokaklarda dolaşırken protestoculara göz yaşartıcı gaz bombaları attığı ve tüm protestocuları tutukladıkları görülüyor
İşgalci rejim, 1950'li yıllarda Kuzey Afrikalı Yahudileri, Filistinlilerin sınır dışı edildiği Vadi el-Salib mahallesine yerleştirdi. Bugün bu mahalle, Siyonist ırkçılığın Doğu Yahudilerinin, özellikle de Afrikalıların haklarının göz ardı edilmesindeki etkisinin açık bir örneğidir.
İsrail çalışmaları uzmanı Usame Berham, Tesnim muhabiriyle yaptığı görüşmede şunları söyledi: Netanyahu liderliğindeki aşırı sağın iktidara gelmesiyle Siyonist rejimin siyasi yapısında da ırkçılık politikasının arttığı görülüyor.
İşgal altındaki topraklarda Afrika kökenli Yahudilerin önderlik ettiği birçok gösteri, "Kara Panter" hareketi kapsamında yorumlanıyor. Bu İsrail'de üyelerinin çoğu Afrikalı olan ikinci nesil İspanyol ve Orta Doğulu göçmenlerden oluşan bir protesto hareketi. Hareket, İsrail'in sosyal sorunları ve doğulu göçmenlere yönelik ırk ayrımcılığı konusunda kamuoyunun farkındalığını artırmaya ve bunu İsrail'in resmi kurumlarının programlarına dahil etmeye çalışıyor. Bu hareket adını Amerika'da siyahilerin önderlik ettiği bir protesto hareketinden alıyor.
Güney Afrika, İsrail rejimini apartheid ilan etmek istiyor
İsrail'deki suç seli ve çeşitli ırk ayrımcılığı, Afrikalıların ve Arapların evlerine ve mahallelerine terör saldırıları; özellikle İsrail'in güvenlik ve yargı sisteminde olmak üzere son yıllarda artan ve bu yıl zirveye ulaşan işgal rejimininin önlenemeyen düşüş ve başarısızlığı sebebiyle arttı. Bu, apartheid rejiminin geleceğine ilişkin pek çok soruya kapıyı açık bırakan bir gerçek.
