Amerika'dan Başka Bir Şey Beklenemezdi

Tesnim Haber Ajansı - Amerikan meseleleri uzmanı ve Tahran Üniversitesi öğretim üyesi Fuad İzedi Tasnim'e verdiği röportajda, İran'a yönelik yaptırımların 10 yıl uzatılması içeren ISA yasası ile ilgili mevcut kanuna göre nükleer anlaşmanın kısa sürede feshedilmesine işaret ederek şu açıklamalarda bulundu: Amerikalı yetkililerden başka bir şey beklenemez. Washington nükleer anlamanın iptaline işaret edemez, bu nedenle nükleer anlaşmanın iptalinin engellenmesini gündeme getirmektedir.
İzedi daha sonra nükleer anlaşmanın iptalinin engellenmesi konusunda ISA kanununun peşinde olduğuna işaretle sözlerini şöyle sürdürdü: Yetkililerimizin karşı tarafın iddialarını dikkate almamaları beklenmektedir. Karşı taraf nükleer anlaşmayı ihlal etmiştir; ancak hükumet bu duruma itiraz etmek yerine bunu açıklamaya çalışıyor. İran tarafı  bu adımı özel bir ittifak olarak görmemektedir ve bunun etkilerine inanmamaktadır. Nükleer anlaşmanın kesinlikle ihlal edilemeyeceği iddiaları karşı tarafın lehine olmaktadır. ISA yasasıyla nükleer anlaşmanın ihlal edilmesinin birçok delili bulunmaktadır ve nükleer anlaşmayı tüm yönleriyle şüpheli hale getirmektedir.
Tahran Üniversitesi öğretim üyesi açıklamalarının devamında kendisine yöneltilen "Beyaz Saray Amerikan dışişleri bakanının bu kanunun nükleer konudaki maddelerini gizli tutabileceğini iddia etmektedir.  Acaba uygulamayla ilgili herhangi bir yaptırım maddesi mevcut mudur?"  verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı: Bu konuda yine bir psikolojik ve algı operasyonudur. Karşı taraf şuan mevcut kanunun nükleer anlaşmanın ihlali olmadığına inansa da ancak ilk adımda böyle bir ihlalinin olmadığını iddia etmektedir. Onlar ikinci adımda da şunu iddia etmektedirler; eğer bu kanun nükleer anlaşmanın ihlali olursa, nükleer anlaşmanın eksik kısımları durdurulur.
Amerika meseleleri uzmanı sözlerinin devamında bazı medya kuruluşları tarafından kamuoyunun aldatılmaya çalışıldığına işaret ederek şu ifadeleri kullandı: Yeni yaptırım kararının olması, dışişleri bakanının bu konuda hiçbir şey yapmadığını göstermektedir.  Bu kanun Amerikan dışişleri bakanına faydalanabilmesi için herhangi bir yetki vermemektedir. Amerika ile aynı yolda olan bazı yerli medya kuruluşları kamuoyunu yönetmek için böyle iddiaları gündeme getirmektedirler.
Amerika'da bulunan Louisiana üniversitesi mezunu kendisine yöneltilen"Amerika 2024 yılında İran'a karşı yaptırımlara zaman belirlemek yerine bu yaptırımlara son vermekle yükümlüdür ve eğer yaptırımlar kanuna dönüşürse 2026 yılının sonuna kadar kabul görür , acaba bu konu problem teşkil eder mi? " soruya şu ifadelerle yanıt verdi: Bu durumun bir çözümü yoktur. Nükleer anlaşmayı şüpheli yapan delillerden birisi ISA kanununa göre tam da bu konudur. Amerika nükleer anlaşmaya göre yaptırımları 2023 yılına kadar kaldırmalıdır. ISA yasası 2026'ya kadar geçerlidir. Başka bir ifadeyle yaptırımların kalkması gereken tarihten sonra 3 yıl daha yaptırımlar devam edecektir.Bu nedenle bu konu nükleer anlaşmanın ihlali sayılmaktadır. Amerikalılar İran'ın taahhütlerini yerine getirdiği tarihte yaptırımları kaldıracaktı. İran Cenevre anlaşmasına göre yaptırımların kalkması için nükleer kısıtlamaları kabul etti. Karşı taraf nükleer anlaşma çerçevesinde yaptırımları kaldırmayacağını ancak İran'ın taahhütlerini yerine getirdiği tarihte yaptırımları erteleyeceğini iddia etti.
İzedi sözlerinin sonunda, İran taahhütlerini yerine getirdiğinde karşı taraf yaptırımları ertelemedi vurgusunda bulunarak şu ifadeleri kullandı: Bu durumda nükleer anlaşma ihlal edilmiştir. Karşı taraf daha sonra yaptırımların 8 yıl sonra kaldırılacağını ilan etti.  Ancak ISA yasasıyla bu tarihe 3 yıl eklenmiş oldu. Bu nedenle şuanki gidişat iyi bir gidişat değildir ve her ne kadar hükumet yekilileri bunu açıklamaya çalışsa da, kesinlikle ülkenin tüm menfaatleri zarar görecektir.